show must gooo onnn



işe başladım...
hayatımın sahnesine geri dönüyorum, kuliste de mira bekliyor. gerçek hayat mira'ymış meğer. burnundaki sümük, ''- aferin kızıma'' diye tebrik ettiğim gaz çıkarmaları, salyadan kızarmış çenesini iyileştirme çabası, poposu için yaşanan pişik kremi-pişik önleyici kremi karmaşası, saç derisinden çıkarmaya çalıştığım konak macerası... asıl hayat bunlardan ibaretmiş.
fani dünyada yaşanılanlar hep bıraktığım, hep bildiğim gibi. boğulma hissi yarattı bende. asıl korktuğum ilk ayrılık anıydı. dışarıdan çok trajik olmayan birkaç damla yaşla tamamlanan ayrılık evden çıktığımda hiç tanımadığım bir kalp sızısına dönüştü. üç hafta oldu ama o sızı hala orda. kolum kanadım kırık. o bana değil, ben ona bağımlı hale gelmişim. tabir etmek çok zor ama yaşadığım galiba hüzün.
kalbimin sızısı hüzünden.
hüzünlü kalp sızısı.
mira'sızlık hüznü.
kalp ağrılı ayrılık...

1 yorum:

  1. canımmmmm aynı duyguları ben de yaşamıştım, ne kadar zor ve gerçek :(

    YanıtlaSil